Y Kuşağı Şirketlerin Gözdesi. Peki ya Zayıf Yönleri?

Y Kuşağı Şirketlerin Gözdesi. Peki ya Zayıf Yönleri?

 

Genç nesil Y Kuşağı’nı anlamak, iş yerinde motivasyonunu sağlamak son dönemde şirketlerin ajandasının ilk sıralarında.

Öz güvenleri yüksek, sorgulayan, bilgiye çok rahat ulaşabilen, adaptasyon yeteneği güçlü bu kuşak temsilcileri, inovatif tarafları ile şirketlere değer katıyor.

Peki ya zayıf yönleri?

İç motivasyonları düşük

Abla ve ağabeyleri X Kuşağı temsilcileri, ebeveynleri tarafından en çok ihmal edilmiş olan kuşak. Çok kardeşli ailelerde büyüdüler. Az ilgi ile rekabetin içinde yetiştiler, diğer bir deyişle. Hal böyle iken “bireyselci” oldular, bu kimlikleri iş yaşamına da yansıdı. Kendi motivasyonlarını kendileri sağladılar ve kurumsal yaşamda iç motivasyonları oldukça güçlü.
Ancak durum Y Kuşağı için böyle değil. Anne babalarından, öğretmenlerinden yakın ilgi gördüler; takdir edilerek büyüdüler. Aynısı iş yaşamında da bekliyorlar. Yöneticinden koçluk yapmasını istemesinin arkasındaki neden bu; sadece başardığı zaman değil, işinin gereğini yerine getirdiği zaman takdir beklemesinin nedeni de…
İş yaşamı ise her kuralın netlikle işlediği, her adımın belirli olduğu süt liman koylar değil. Ne zamanki belirsizlikler baş gösterir, stres seviyesi artar, kriz büyür; Y Kuşağı temsilcileri motivasyonlarını daha çabuk yitirebilir. Etrafta koçluk edecek yöneticisi de yoksa, bu olumsuz durum daha da uzayabilir.

Sabır eşiği düşük

Hızlı tükettiler, hızlı yaşadılar, hızlı eriştiler. Baş döndüren hızla hayatımıza daha da ortak olan teknoloji ve bilişim dünyasının ürünleri ile çocukluklarında, ergenliklerinde tanıştılar; bir daha da ayrılmadılar. Aynı hızı iş yerinde de bekliyorlar.
Bir gerçek var ki her şirket, her organizasyon onların alışık olduğu dinamizme sahip değil. “Girdiği yerden emekli olmak”, “Tekkeyi bekleyen çorbayı içer” gibi kabuller yok artık, ancak olası fırsatları görüp “zaman tanımak” hala gerekli ve geçerli.
Hızlı yaşamanın ve tüketmemin alışkanlığı ile bu zamanı tanımayıp sabırsızlık gösterebiliyorlar. Böyle olunca, biraz daha beklense gelecek olan fırsatları ıskalayabiliyor.

Önceki kuşakları tanımadaki isteksizlik

Y Kuşağı hakkında bir çok yayın, makale var. Çünkü diğer kuşaklar, Y Kuşağını anlama gayretinde.

Vizontele'den b,ir sahne X Kuşağı'na tercüman olabilir :)  
 
Vizontele’den bir sahne X Kuşağı’na tercüman olabilir :)  “Zeki Müren de bizi görecek mi”
 

İş yaşamının diğer paydaşları X ve Patlama Kuşakları için ise yayınlanmış yayınlar nerede ise yok. Onlar da motive edilmesi gereken çalışan kaynağı, halbuki. Yayınlar, araştırmaların “ARZ”ı son derece kısıtlı, çünkü Y Kuşağı’ndan gelen böyle bir “TALEP” yok.
Önceki kuşakların yıllar boyunca, nice başarısızlıkla edindiği değerli tecrübeleri var. Yıllar ile gelen bir değerli kazanım daha var ki, o da “insan” tanıma. X Kuşağı, uzun yıllar çalışma sonucunda bir çok farklı kişilik tipini görme; onlarla ilişkilerini yönetme tecrübesi edindi. Genç kuşak, abla ve ağabeylerinin kazanımlarına ilgisiz kalara bu tecrübeleri öğrenme fırsatını kaçırabiliyor. Bununla birlikte iş yerindeki çatışmayı azaltmak adına kendi atacağı adımı da atmayabiliyor.

Koçfüçyus der ki “Güçlü olan, zayıf yanını herkesten iyi bilendir; daha güçlü olan ise zayıf yanına hükmedebilendir.”

Sahip olduğu güçlü yönlere ek zayıf yönlerini de bilen, üstüne bunları geliştirebilen Y Kuşağı temsilcileri, yöneticisi olan önceki kuşakların beklentilerini daha iyi yönetebilecekler. Ve böylece, kariyer yolculuğunda bir adım öne geçecekler.

İnan Acılıoğlu

 

YORUMLAR

    Bu konuya henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...

YORUM YAZ