Salgına dair komplo teorilerinden birisi de toplumu dijital dönüşüme adapte etmek için çıkarıldığı yönündeydi. Nedeni bu mudur bilmiyorum ama sonucunun bu olacağı aşikar.

Görüşmeleri hızlıca Zoom gibi araçlar dijital platformlara taşıdık. Düne kadar evden çalışmaya öcü gibi bakarken şimdi nasıl yaparız da evden çalışırız, derdine düştük. E-ticaret gibi farklı satış kanallarının lüks değil hayati olduğunu gördük.

Tabi ki dijital dönüşüm bunların ötesinde bir kavram. Ancak bunları deneyimleyerek önemli bir BARİYER’i yıktık.Dijital dönüşüm için en sevdiğim tanım “Müşteriyi odağa alarak yeni teknolojilerin yardımı ile iş süreçlerinin ve iş modellerinin tekrar tasarlanması”. Tanımdaki topyekün değişim için organizasyonlardaki en büyük bariyer ZİHNİYET olarak karşımıza çıkıyordu.

Bu dönem ile çalışanından tepe yönetimine kadar herkes bir zihniyet değişimini bırakın düşünmeyi, bizzat yaşıyor. Ortalık durulunca dijital dönüşüme kaldığımız yerden “daha çok inanarak” devam edeceğiz.