İnsanların ve şirketlerin hikayeleri birbirine benzer. Sonuçta şirketler, insanların verdiği kararlarla ilerler.

Kişinin hayatındaki “istekler” ve “ihtiyaçlar” zamanla birbiri içine girer. İşler yolunda iken yapılan harcama veya tüketimlerle; “istekler” kişinin hayatında “ihtiyaçlar”mış gibi yer eder. Artık kişi o alışkanlığından vazgeçmeyi aklına bile getirmez.

Ne zamanki içinde bulunduğumuz gibi krizler yaşanır, kaynaklar kısılır; tüketimler tekrar sorgulanır.
Şirketler için de durum benzerdir. Katlanılan bazı harcamalar, şirketlerin gerçek ihtiyaçları olmayabilir.
Reuters’e göre ABD ve Avrupa’daki şirketler şehir merkezlerindeki plazalardaki ofislerini küçültmeye karar vermişler. Evden çalışmanın verimliliğe olumsuz etkisi olmadığından emin olunduktan sonra plaza kiralarında keskin bir düşüş bekleniyormuş. Hatta bazı şirketler plazalardan şehir dışındaki alanlara taşınmayı ajandalarına almışlar

Bu haberi okuyunca, güzel ülkemin beton yığınına dönmüş pahalı semtlerindeki plazalar aklıma geldi. Şirketler buradaki ofislere dudak uçurtan kiralar ödüyor.

Pahalı ve kalabalık bu semtlere gidip gelirken çalışanların trafikte geçirdiği zamanın maddi karşılığı, yarattığı yorgunluk ve psikolojik yılgınlık çok daha büyük.

Bakalım ülkemiz de bu değişimden nasibini alacak mı?