Geçen hafta Gebze Teknik Üniversitesi’ndeydim. Üniversitelerde konuşmalara gittiğim zaman 3 grup öğrenci gözlemliyorum. (Bu etkinlikler, iş yaşamından gelmiş kişilerin deneyimlerini aktardığı etkinlikler oluyor.)
İlk grup: İLGİSİZLER.
Etkinlikle ilgilenmeyen, dışarıda arkadaşları ile sohbetine veya cep telefonu ile iletişimine devam edenler. Hatta kafede içine çektiği nargilesini ve oynadığı okeyi, etkinlikte konuşulanlara tercih edenleri gözlemlediğim oluyor.
İkinci grup: İLGİLİLER.
Sınavların, derslerin getirdiği stres ve zamansızlığa rağmen konuşmaları dinlemeye gelenler.
Üçüncü grup: ETKİN İLGİLİLER.
İlgiler arasında olup konuşma bittikten sonra konuşmacının yanına gelenler. Sabredip, sırasını bekleyip, sorular soran; daha fazlasını öğrenmeye çalışan; konuşmacı ile iletişimde kalıp kendisinden ve deneyimlerinden daha fazla faydalanmak isteyenler.
Üçüncü gruptan kişiler ne kadar çok olursa o kadar seviniyorum. Konuşmacı olarak hayatına gerçekten dokunabildiğiniz azınlık, bu gruptaki kişiler oluyor çünkü.
Üçüncü gruptaki öğrencilerin çokluğu "gidip konuştuğuma değdi" dedirtti.
Bu konuya henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yaz...